18 yy İngiltere’sinde biracılık tarihi için önemli gelişmeler yaşanmaktaydı. Porter bira stili de bu dönemde ortaya çıkmıştır. İngilizce de hamal ve yük taşıyıcısı anlamına gelen Porter’ın o dönem gerçekten bu meslek sahibi insanlar tarafından sevildiği bilinmekte.
Porter özünde siyah ,tatlımsı ve alkol yönünden nispeten sert bir biradır. Amerikan versiyonları özellikle Amarillo etkisinde yüksek şerbetçi otlu olabilir. Her zaman tam siyah da değildir koyu kahve renge de çalabilir. Çoğunlukla kavrulmuş malt devreye girerse Stout tarzıyla iç içe geçer ve ayrıştırmak zorlaşır.
Rivayete göre ise icadı biraz daha ilginç 1722 yılında Ralph Harwood Londra’nın doğusunda Shoreditch’de Bell Birahanesin’de bu birayı “three threads” yerine bulmuştu. Three threads denen içki aslında üç biranın karışımıydı bu biralar genç brown Ale (mild) , olgun pale ale (twopenny), ve olgun brown ale (stale) karışımıydı.
Ancak Porter’ın çıkışı ve yaygınlaşması o kadar da çabuk değildir. Tarihte bazı olaylar kendiliğinden gelişir biz sonra kategori ederiz o yüzden çoğu bulunan türü kategorize etmek zordur. İngiltere’de o döneme baktığımzıda malt vergilerinde artış görülmektedir ve nispeten şerbetçi otu vergisi daha düşüktür. Daha ekonomik ama kaliteden de çok ödün vermeden bira üretmek o dönemde önemliydi.
Daha iyi anlamak için o dönemin üretimini de göz önüne almamız gerekir. O dönemde biralar üretildikten sonra uzun dönem tahta fıçılarda bekletiiyordu. Sonuçta bu uzun bekletme uzunca bir ikinci fermantasyondu bu sürecin sonunda bira yoğun ester seviyesine ulaşıyordu. Bu esterler ise biraya baş döndüren bir etki veriyordu. Three threads denen tür o dönemdeki biralardan daha gövdeli ve yoğundu. İngiliz Biracıları biraz deney ve biraz da vergiler yüzünden porter tarzını geliştirmiştir. Bu bira kahverengi malt ile daha ucuzlamış ve strong ale tarzından daha hafif olmuştur. Şerbetçi otu oranı arttığı için tat oranını ve iç yapısını daha uzun süre korur hale gelmişti. Böylece ekonomik bir bira türü diğer türlerin karşısına çıkmıştır. Bu nedenle dar gelirli kesim tarafından iyice benimsenmiştir.
Porter’ın iki önemli özelliği vardır birincisi koyu olduğu için karışım yapılan eski biralar gibi zahmetli değildir ve hazırlanması eski parti-gyle gibi tekniklere göre daha kolaydır. İkincisi ve önemlisi yüksek oranda üretilmeye başlanan Porter yeni teknolijilerle modern endüstriyel biracılığın başlangıcı sayılır.
19 yy’a gelindiğinde Londra’nın büyük çoğunluğuna Porter egemendi. 1830’lu yıllara kadar Porter popülerliğini korumuştur ve yavaş yavaş düşmeye başlamıştır. Önemli etkilerinden biri Porter’ın kendi içinde değişimidir. Kahverengi malt (brown malt) yerine Porter Pale malt ve az miktarda siyah kavrulmuş maltla üretilmeye başlanmıştı. 1820 lerde kavrulmuş arpa da çok bulunduğundan porter daha da koyulaşmıştı ve neredeyse siyah rengi almıştı. Ama takip eden yıllar ise Porter’ın düşüşü mild ve pale ale türünün yükselişi olacaktı.